Dil modellemenin metin oluşturma, makine çevirisi ve konuşma tanıma gibi NLP ve AI uygulamalarına gelişmiş tekniklerle nasıl güç verdiğini keşfedin.
Dil modelleme, Yapay Zeka'da (AI) temel bir görev ve Doğal Dil İşleme'nin (NLP) temel bir bileşenidir. Bir kelime dizisinin olasılığını tahmin edebilen modeller geliştirmeyi içerir. Özünde, bir dil modeli, geniş miktarda metin verisinden bir dilin kalıplarını, gramerini ve bağlamını öğrenir. Bu, bir cümlede bir sonraki kelimenin görünme olasılığını belirlemesini sağlar. Örneğin, "kedi üzerinde oturdu" ifadesi verildiğinde, iyi eğitilmiş bir dil modeli "halı" kelimesine yüksek bir olasılık ve "patates" kelimesine çok düşük bir olasılık atayacaktır. Bu tahmin yeteneği, birçok dil tabanlı yapay zeka uygulamasının temelidir.
Dil modelleme, bir modelin insan dilini anlamak ve üretmek için eğitildiği Makine Öğrenimi'nde (ML) bir görevdir. Süreç, modele Wikipedia içeriği veya geniş bir kitap koleksiyonu gibi büyük metin veri kümeleri beslenerek başlar. Model, bu verileri analiz ederek kelimeler arasındaki istatistiksel ilişkileri öğrenir.
Modern dil modelleri büyük ölçüde Derin Öğrenmeye (DL) dayanır ve genellikle Sinir Ağı (NN) mimarileri kullanılarak oluşturulur. "Attention Is All You Need" makalesinde tanıtılan Transformatör mimarisi özellikle devrim niteliğinde olmuştur. Modelin girdi metnindeki farklı kelimelerin önemini tartmasına olanak tanıyan bir dikkat mekanizması kullanır ve karmaşık, uzun menzilli bağımlılıkları yakalamasını ve bağlamı daha etkili bir şekilde anlamasını sağlar. Modelin eğitimi, geri yayılım (backpropagation) kullanılarak optimize edilen bir süreç olan, tahminleri ile eğitim verilerindeki gerçek metin dizileri arasındaki farkı en aza indirmek için dahili model ağırlıklarını ayarlamayı içerir.
Dil modellerinin yetenekleri, günlük olarak kullandığımız sayısız teknolojiye entegre edilmelerine yol açmıştır.
Dil modellemeyi ilgili terimlerden ayırt etmek faydalıdır: